Dr. Demet Erciyes
Köşe Yazarı
Dr. Demet Erciyes
 

Yaşlanmaya karşı bağışıklık

Hücrelerimizin yaşlanıp sonra da zombi hücrelere dönüşmesinden ve vücudumuzun yaşlanmasının da böyle başladığından önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu konuda bilim insanları çalışmalarına hiç durmadan devam ediyor. Size Nature Aging dergisinde 7 Ekim 2025 tarihinde yayımlanan ‘CD4 T cells acquire Eomesodermin to modulate cellular senescence and aging’ başlıklı makalesinde bu sürece bağışıklık sistemimizin düşündüğümüzden daha aktif bir rol oynadığını gösteren yeni çalışmadan biraz bahsetmek istiyorum.   Araştırmanın merkezinde CD4 T hücreleri var. Bunlar bağışıklık sistemimizin düzenleyici ve yardımcı hücreleri olarak bilinir. Bu çalışmada, yaşlanan dokularda CD4 T hücrelerinin bir transkripsiyon faktörü kazanarak artık CD4-Eomes olarak adlandırılıyor. Araştırmacılar, yaşlanmış hücrelerin bulunduğu ortamda CD4-Eomes hücrelerinin sayısının arttığını gözlemlemişler. Yaşlanmış hücreleri azaltmaya yönelik senolitik ilaçlar kullanıldığında ise bu süreç bozuluyor. Yani vücut yaşlanma karşıtı ilaç alındığında “Bu işi zaten ben yapacaktım sana ne oluyor?” diyerek faaliyetini durduruyor. Bu hücreleri yok edince ne oluyor? Araştırmacılar sadece gözlem yapmakla kalmamış; aynı zamanda yaşlı farelerde CD4 T hücrelerinde Eomes genini silmeyi başarmışlar. Sonuçta, bu yaşlı farelerde, yaşlanmış hücrelerin dokularda birikimi ve yaşlanmanın etkileri artmış. Bu çalışma, bağışıklık sisteminin yaşlanma sürecine pasif bir izleyici olmadığını, aksine aktif bir temizlikçi olabileceğini vurguluyor. Yaşlı hücre birikimi, kronik inflamasyon ve doku işlev kaybı gibi yaşa bağlı olumsuzlukların temelinde yatar. CD4-Eomes hücreleri, bu zombi hücrelerin bir kısmını kontrol altında tutarak bu birikimi sınırlandırıyor gibi görünüyor. Bu araştırma yaşlanma karşıtı (anti-aging) tedaviler için yeni perspektifler açabilir CD4 T hücrelerinin Eomes kazandıktan sonra zombi hücre yükünü kontrol etmeye yardımcı olmaları, yaşlanmanın sadece pasif bir süreç olmadığını; vücudun kendi savunma sisteminin de rol oynadığı aktif bir dinamik olduğunu gösteriyor. Bu, gelecekte yaşlanma karşıtı stratejilerde hem bağışıklık modülasyonunu hem de senolitik tedavileri birleştiren yaklaşımların potansiyelini vurguluyor. Ancak bu sonuçlar büyük ölçüde fare modelleri üzerinde elde edilmiş, insanlarda tam olarak aynı mekanizmaların işlediğini söylemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. CD4-Eomes hücrelerinin uzun vadede etkileri ve potansiyel riskleri tam olarak bilinmiyor. Senolitik ilaçların yan etkileri ve bağışıklık sistemi üzerindeki uzun süreli etkileri hâlâ tam olarak anlaşılmış değil.
Ekleme Tarihi: 24 Kasım 2025 -Pazartesi
Dr. Demet Erciyes

Yaşlanmaya karşı bağışıklık

Hücrelerimizin yaşlanıp sonra da zombi hücrelere dönüşmesinden ve vücudumuzun yaşlanmasının da böyle başladığından önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu konuda bilim insanları çalışmalarına hiç durmadan devam ediyor. Size Nature Aging dergisinde 7 Ekim 2025 tarihinde yayımlanan ‘CD4 T cells acquire Eomesodermin to modulate cellular senescence and aging’ başlıklı makalesinde bu sürece bağışıklık sistemimizin düşündüğümüzden daha aktif bir rol oynadığını gösteren yeni çalışmadan biraz bahsetmek istiyorum.

 

Araştırmanın merkezinde CD4 T hücreleri var. Bunlar bağışıklık sistemimizin düzenleyici ve yardımcı hücreleri olarak bilinir. Bu çalışmada, yaşlanan dokularda CD4 T hücrelerinin bir transkripsiyon faktörü kazanarak artık CD4-Eomes olarak adlandırılıyor.

Araştırmacılar, yaşlanmış hücrelerin bulunduğu ortamda CD4-Eomes hücrelerinin sayısının arttığını gözlemlemişler. Yaşlanmış hücreleri azaltmaya yönelik senolitik ilaçlar kullanıldığında ise bu süreç bozuluyor. Yani vücut yaşlanma karşıtı ilaç alındığında “Bu işi zaten ben yapacaktım sana ne oluyor?” diyerek faaliyetini durduruyor.

Bu hücreleri yok edince ne oluyor?

Araştırmacılar sadece gözlem yapmakla kalmamış; aynı zamanda yaşlı farelerde CD4 T hücrelerinde Eomes genini silmeyi başarmışlar. Sonuçta, bu yaşlı farelerde, yaşlanmış hücrelerin dokularda birikimi ve yaşlanmanın etkileri artmış.

Bu çalışma, bağışıklık sisteminin yaşlanma sürecine pasif bir izleyici olmadığını, aksine aktif bir temizlikçi olabileceğini vurguluyor. Yaşlı hücre birikimi, kronik inflamasyon ve doku işlev kaybı gibi yaşa bağlı olumsuzlukların temelinde yatar. CD4-Eomes hücreleri, bu zombi hücrelerin bir kısmını kontrol altında tutarak bu birikimi sınırlandırıyor gibi görünüyor.

Bu araştırma yaşlanma karşıtı (anti-aging) tedaviler için yeni perspektifler açabilir CD4 T hücrelerinin Eomes kazandıktan sonra zombi hücre yükünü kontrol etmeye yardımcı olmaları, yaşlanmanın sadece pasif bir süreç olmadığını; vücudun kendi savunma sisteminin de rol oynadığı aktif bir dinamik olduğunu gösteriyor. Bu, gelecekte yaşlanma karşıtı stratejilerde hem bağışıklık modülasyonunu hem de senolitik tedavileri birleştiren yaklaşımların potansiyelini vurguluyor.


Ancak bu sonuçlar büyük ölçüde fare modelleri üzerinde elde edilmiş, insanlarda tam olarak aynı mekanizmaların işlediğini söylemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. CD4-Eomes hücrelerinin uzun vadede etkileri ve potansiyel riskleri tam olarak bilinmiyor. Senolitik ilaçların yan etkileri ve bağışıklık sistemi üzerindeki uzun süreli etkileri hâlâ tam olarak anlaşılmış değil.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.