BİRİLERİ YİNE BUNLARIN DÜĞMESİNE BASMIŞ OLMALI

GÜNDEM 19.10.2021 - 17:26, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1137+ kez okundu.
 

BİRİLERİ YİNE BUNLARIN DÜĞMESİNE BASMIŞ OLMALI

TÜSİAD' Hala Diktatörlerin seçimle değil darbe ile geldiğini bilmiyor.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıda, yeni hazırlanan “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” bildirisi masaya yatırıldı. Toplantıya 'laiklik' ve 'diktatör' söylemleri damga vurdu.   "DİKTATÖRLER KENDİ BAŞLARINA GİTMİYOR" Toplantıda söz alan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, diktatör benzetmesi yaptı. Yakın zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile makamında görüşen Acemoğlu'nun, "Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar. Ekonomik krizler içinde… Ekonomik krizler çoğu zaman demokrasiye yol açıyorlar. Ve buna rağmen, bu zorluklara rağmen demokrasiler bu katkılarda bulunuyorlar." sözleri tepkilere neden oldu.   LAİKLİK VE HUKUK VURGUSU Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise laiklik vurgusu yaptı. Laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu vurgulayan Kaslowski, laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesinin çok zor olduğunu, vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmanın ve korumanın güçleştiğini söyledi. Kaslowski, devletin ve kurumların tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması, yargı bağımsızlığının sağlanması, tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında güçlendirilmesi, her bireyin her düzeyde etkin hak arama imkanına sahip olabilmesinin elzem olduğunu dile getirdi.   "ADALETE GÜVEN DUYGUSU YARALAR ALMAKTADIR" Avrupa Konseyi’nde hukuk ve demokrasi standardı sorgulanan bir ülke olmaktan çıkılması gerektiğini ifade eden Kaslowski, şunları kaydetti: “Adil yargılanma hakkının gereklerini, sanık kim ve suç ne olursa olsun harfiyen uygulamalıyız. Aksi taktirde adalete güven duygusu onarılmaz yaralar almaktadır. Çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği, bizi kurumsuzlaşma girdabından koruyacaktır. Kurumsuzlaşma Türkiye’nin cezbedebileceği ve ihtiyaç duyduğu yatırım sermayesinin gelmemesinin sebeplerinden biridir. Kurumsuzlaşma ülkemizin en hayati dış ilişkilerinde erime, hatta kopmalar ile sonuçlanmaktadır."
TÜSİAD' Hala Diktatörlerin seçimle değil darbe ile geldiğini bilmiyor.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nı gerçekleştirdi.

Toplantıda, yeni hazırlanan “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” bildirisi masaya yatırıldı.

Toplantıya 'laiklik' ve 'diktatör' söylemleri damga vurdu.

 

"DİKTATÖRLER KENDİ BAŞLARINA GİTMİYOR"
Toplantıda söz alan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, diktatör benzetmesi yaptı.

Yakın zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile makamında görüşen Acemoğlu'nun, "Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar. Ekonomik krizler içinde… Ekonomik krizler çoğu zaman demokrasiye yol açıyorlar. Ve buna rağmen, bu zorluklara rağmen demokrasiler bu katkılarda bulunuyorlar." sözleri tepkilere neden oldu.

 

LAİKLİK VE HUKUK VURGUSU
Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise laiklik vurgusu yaptı.

Laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu vurgulayan Kaslowski, laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesinin çok zor olduğunu, vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmanın ve korumanın güçleştiğini söyledi.

Kaslowski, devletin ve kurumların tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması, yargı bağımsızlığının sağlanması, tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında güçlendirilmesi, her bireyin her düzeyde etkin hak arama imkanına sahip olabilmesinin elzem olduğunu dile getirdi.

 

"ADALETE GÜVEN DUYGUSU YARALAR ALMAKTADIR"
Avrupa Konseyi’nde hukuk ve demokrasi standardı sorgulanan bir ülke olmaktan çıkılması gerektiğini ifade eden Kaslowski, şunları kaydetti:

“Adil yargılanma hakkının gereklerini, sanık kim ve suç ne olursa olsun harfiyen uygulamalıyız. Aksi taktirde adalete güven duygusu onarılmaz yaralar almaktadır. Çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği, bizi kurumsuzlaşma girdabından koruyacaktır. Kurumsuzlaşma Türkiye’nin cezbedebileceği ve ihtiyaç duyduğu yatırım sermayesinin gelmemesinin sebeplerinden biridir. Kurumsuzlaşma ülkemizin en hayati dış ilişkilerinde erime, hatta kopmalar ile sonuçlanmaktadır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.