Ermeniler dünyaya gerçek yüzünü gösterdi!

GÜNDEM 07.10.2020 - 20:52, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1749+ kez okundu.
 

Ermeniler dünyaya gerçek yüzünü gösterdi!

Ermenistan bugün 40 askerinin daha öldüğünü resmen açıkladı, Fransız televizyonu cephe hattının sıfır noktasından yayın yaptı. Rusya lideri Vladimir Putin Erivan'ın beklediği haberi vermedi, savaşın Ermenistan topraklarında yaşanmadığını söyledi. Belçika'nın başkenti Brüksel'de sokağa inen Ermeniler ise şehri birbirine kattı.

Onuncu günü tamamlanan Dağlık Karabağ savaşında gece boyu patlama sesleri kesilmedi, sabah olduğunda ise çatışmalar yeniden şiddetlendi. Avrupa'nın göbeğinde ise gösteri yapan Ermeniler polisle çatıştı. Ermenistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Şuşan Stepanyan, bu sabah peş peşe paylaştığı Twitter mesajlarında Cebrail çevresinde Azerbaycan birliklerinin roket atışlarıyla geri püskürtüldüğünü savundu. Stepanyan, sabah 06.30 sularındaki bir başka roket saldırısında ise Azerbaycan'a ait üç tugayın hedef alındığını ve Azerilerin cephede ekipman kaybettiğini ileri sürdü. Azerbaycan tarafı anında Şuşan Stepanyan'a yanıt verdi. Savunma Bakanlığı sözcüsü Vagıf Dergahlı, "Şuşan Stepyanyan'ın savaştan haberi yok" dedi. Azerbaycan ordusunun Cebrayil yönünde tam bir üstünlüğe sahip olduğunu belirten Savunma Bakanlığı, Erivan yönetiminin dezenformasyon yaydığını belirtiyor. Ermenistan ordusu bugün sabah 40 askerinin daha savaşta öldüğünü resmen açıkladı. Böylece, çatışmaların ilk 10 gününde Ermenistan'ın kaybı 280 askere yükseldi. Cephe hattında gece boyunca çatışmalar sürerken, karşılıklı topçu atışlarının yapıldığı bildiriliyor. Ermenistan ordusuna ait bir gözlem noktası imha edildi, çok sayıda asker öldürüldü. Savaşın başından bu yana yok edilen tank ve zırhlı araç sayısı ise 250. Azerbaycan ordusu dakikalar sonra işgalden kurtarılan Şükürbeyli köyünün fotoğraf ve videolarını resmi Twitter hesabından paylaştı. Şükürbeyli tabelasının yanına Azerbaycan bayrağı asıldığı görüldü. Azerbaycan Savunma Bakanlığı ayrıca Ermenistan tarafından sivillerin yaşadığı şehirlere atılan füzelerin konumunu gösteren bir harita paylaştı. Ermenistan ordusu ayrıca, Salı günü akşam saatlerinde Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının geçtiği Yevlah bölgesine misket içerikli roket attı. Reuters haber ajansı foto muhabiri Ümit Bektaş, Ermenistan ordusunun Bakü-Tifles-Ceyhan petrol boru hattına düzenlediği füze saldırısının fotoğraflarını dünyaya geçti. Fotoğraflarda, patlamamış misket bombalarının kordona alındığı görülüyor. Savaşta yaşanan hezimetin ardından Şili'den Yunanistan'a, Arjantin'den Polonya'ya, Güney Kıbrıs'tan ABD Los Angeles'a birçok yerde gösteri yapan Ermeniler, bugün Belçika'nın ve Avrupa Birliği'nin başkenti Brüksel'de sokağa indi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan lideri İlham Aliyev'i hedef alan iğrenç pankartlar taşıyan grup, daha sonra polisle çatışıp gerçek yüzünü ortaya koydu. Brüksel sokaklarında terör estiren gruba polis biber gazı ve tazyikli su sıktı, bu sırada göstericiler Türkiye ve Azerbaycan aleyhine sloganlar attı. Ellerinde Ermenistan bayrakları olan grupta bazı göstericilerin başında kamuflaj şapka vardı, birçok pankartta ise 'Dağlık Karabağ'ı tanıyın' yazıyordu. İşgal edilen topraklar üzerinde kurulan Dağlık Karabağ'ı, halihazırda Ermenistan bile tanımıyor. Putin, Rus devlet kanalı Rossiya 24’e açıklamalarda bulunarak Ermenistan saldırıları nedeniyle Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde başlayan çatışmalara dair değerlendirmeler yaptı. Karabağ’da yaşananların "trajedi" olduğunu savunan Putin, "Çok endişeliyiz çünkü Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ, buralarda yaşayan tüm insanlar bize yabancı değiller. Rusya’da yaklaşık 2 milyon Azerbaycanlı ve bundan daha fazla da Ermeni yaşıyor. Çok sayıda Rus vatandaşı, bu ülkelerle dostane ve akrabalık ilişkileri sürdürüyor. Bu elbette büyük bir trajedi. İnsanlar ölüyor. İki taraftan da büyük kayıplar var." ifadelerini kullandı.Çatışmaların yakın zamanda sona ereceğini umduklarını belirten Putin, “Mümkün olan en kısa zamanda ateşkes sağlanması için çağrıda bulunuyoruz.” dedi ve ekledi: "Bu anlaşma çerçevesinde Ermenistan’a karşı belirli sorumluluklarımız var. Bu çatışmalar, Ermenistan toprağında yapılmıyor. Rusya anlaşma çerçevesinde sorumluluklarını her zaman yerine getirir. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’la sürekli temas halindeyim. Rusya’nın müttefik olarak sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda bir soru işareti yok." "Bu anlaşma çerçevesinde Ermenistan’a karşı belirli sorumluluklarımız var. Bu çatışmalar, Ermenistan toprağında yapılmıyor. Rusya anlaşma çerçevesinde sorumluluklarını her zaman yerine getirir. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’la sürekli temas halindeyim. Rusya’nın müttefik olarak sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda bir soru işareti yok. Çok endişeliyiz çünkü Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ, buralarda yaşayan tüm insanlar bize yabancı değiller. Rusya’da yaklaşık iki milyon Azerbaycanlı ve bundan daha fazla da Ermeni yaşıyor. Çok sayıda Rus vatandaşı, bu ülkelerle dostane ve akrabalık ilişkileri sürdürüyor. Bu elbette büyük bir trajedi. İnsanlar ölüyor. İki taraftan da büyük kayıplar var. Mümkün olan en kısa zamanda ateşkes sağlanması için çağrıda bulunuyoruz." İşgal altındaki Dağlık Karabağ'ın siyasi lideri Arayik Harutyunyan, uluslararası topluma imdat çığlığı gönderdi, Türkiye ve Azerbaycan'a yönelik mide bulandırıcı suçlamalar yöneltti. Cephedeki mağlubiyetin ardından dünyadan 'uluslararası terörizm koalisyonu' kurulmasını isteyen Harutyunyan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ'ın uluslararası terörizmle savaşta en cephede olduğunu ileri sürdü. Bir başka iddia ise, geride kalan 10 günde 75 bin sivilin Dağlık Karabağ'dan kaçtığı yönünde. Ermenistan tarafı, Azerbaycan'ın dün Dağlık Karabağ'daki PKK'lı teröristlerin telsiz kayıtlarını yayınlamasına henüz bir yanıt verebilmiş değil. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşme riski olduğu uyarısını yaptı. Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.   Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor. Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte. İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek. Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu. Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı. Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü. Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı. Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor. İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti. Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik. Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor. Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var. Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor. Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular. Azerbaycan’ın olası anlaşmadan beklentisi, işgal altındaki toprakların geri verilmesi. Ermenistan’ın olası anlaşmadan beklentisi Karabağ Ermenilerine güvenlik garantisi verilmesi ve bağımsızlık oylaması yapılması. Anlaşmanın Azerbaycan için kaygı verici tarafı, 'bağımsızlık' seçeneğinin referanduma götürülmesi. Anlaşmanın Ermenistan için kaygı verici tarafı, Ermenistan ile Dağlık Karabağ topraklarını birbirine bağlayan Laçin Koridoru'nun korunamaması ve uluslararası güvenlik garantilerinin bölgede kendi etkisini azaltması.
Ermenistan bugün 40 askerinin daha öldüğünü resmen açıkladı, Fransız televizyonu cephe hattının sıfır noktasından yayın yaptı. Rusya lideri Vladimir Putin Erivan'ın beklediği haberi vermedi, savaşın Ermenistan topraklarında yaşanmadığını söyledi. Belçika'nın başkenti Brüksel'de sokağa inen Ermeniler ise şehri birbirine kattı.

Onuncu günü tamamlanan Dağlık Karabağ savaşında gece boyu patlama sesleri kesilmedi, sabah olduğunda ise çatışmalar yeniden şiddetlendi. Avrupa'nın göbeğinde ise gösteri yapan Ermeniler polisle çatıştı.

Ermenistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Şuşan Stepanyan, bu sabah peş peşe paylaştığı Twitter mesajlarında Cebrail çevresinde Azerbaycan birliklerinin roket atışlarıyla geri püskürtüldüğünü savundu.


Stepanyan, sabah 06.30 sularındaki bir başka roket saldırısında ise Azerbaycan'a ait üç tugayın hedef alındığını ve Azerilerin cephede ekipman kaybettiğini ileri sürdü.


Azerbaycan tarafı anında Şuşan Stepanyan'a yanıt verdi. Savunma Bakanlığı sözcüsü Vagıf Dergahlı, "Şuşan Stepyanyan'ın savaştan haberi yok" dedi. Azerbaycan ordusunun Cebrayil yönünde tam bir üstünlüğe sahip olduğunu belirten Savunma Bakanlığı, Erivan yönetiminin dezenformasyon yaydığını belirtiyor.



Ermenistan ordusu bugün sabah 40 askerinin daha savaşta öldüğünü resmen açıkladı. Böylece, çatışmaların ilk 10 gününde Ermenistan'ın kaybı 280 askere yükseldi.


Cephe hattında gece boyunca çatışmalar sürerken, karşılıklı topçu atışlarının yapıldığı bildiriliyor. Ermenistan ordusuna ait bir gözlem noktası imha edildi, çok sayıda asker öldürüldü. Savaşın başından bu yana yok edilen tank ve zırhlı araç sayısı ise 250.


Azerbaycan ordusu dakikalar sonra işgalden kurtarılan Şükürbeyli köyünün fotoğraf ve videolarını resmi Twitter hesabından paylaştı. Şükürbeyli tabelasının yanına Azerbaycan bayrağı asıldığı görüldü.


Azerbaycan Savunma Bakanlığı ayrıca Ermenistan tarafından sivillerin yaşadığı şehirlere atılan füzelerin konumunu gösteren bir harita paylaştı.


Ermenistan ordusu ayrıca, Salı günü akşam saatlerinde Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının geçtiği Yevlah bölgesine misket içerikli roket attı.


Reuters haber ajansı foto muhabiri Ümit Bektaş, Ermenistan ordusunun Bakü-Tifles-Ceyhan petrol boru hattına düzenlediği füze saldırısının fotoğraflarını dünyaya geçti. Fotoğraflarda, patlamamış misket bombalarının kordona alındığı görülüyor.


Savaşta yaşanan hezimetin ardından Şili'den Yunanistan'a, Arjantin'den Polonya'ya, Güney Kıbrıs'tan ABD Los Angeles'a birçok yerde gösteri yapan Ermeniler, bugün Belçika'nın ve Avrupa Birliği'nin başkenti Brüksel'de sokağa indi.


Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan lideri İlham Aliyev'i hedef alan iğrenç pankartlar taşıyan grup, daha sonra polisle çatışıp gerçek yüzünü ortaya koydu.


Brüksel sokaklarında terör estiren gruba polis biber gazı ve tazyikli su sıktı, bu sırada göstericiler Türkiye ve Azerbaycan aleyhine sloganlar attı.


Ellerinde Ermenistan bayrakları olan grupta bazı göstericilerin başında kamuflaj şapka vardı, birçok pankartta ise 'Dağlık Karabağ'ı tanıyın' yazıyordu. İşgal edilen topraklar üzerinde kurulan Dağlık Karabağ'ı, halihazırda Ermenistan bile tanımıyor.


Putin, Rus devlet kanalı Rossiya 24’e açıklamalarda bulunarak Ermenistan saldırıları nedeniyle Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde başlayan çatışmalara dair değerlendirmeler yaptı. Karabağ’da yaşananların "trajedi" olduğunu savunan Putin, "Çok endişeliyiz çünkü Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ, buralarda yaşayan tüm insanlar bize yabancı değiller. Rusya’da yaklaşık 2 milyon Azerbaycanlı ve bundan daha fazla da Ermeni yaşıyor. Çok sayıda Rus vatandaşı, bu ülkelerle dostane ve akrabalık ilişkileri sürdürüyor. Bu elbette büyük bir trajedi. İnsanlar ölüyor. İki taraftan da büyük kayıplar var." ifadelerini kullandı.Çatışmaların yakın zamanda sona ereceğini umduklarını belirten Putin, “Mümkün olan en kısa zamanda ateşkes sağlanması için çağrıda bulunuyoruz.” dedi ve ekledi: "Bu anlaşma çerçevesinde Ermenistan’a karşı belirli sorumluluklarımız var. Bu çatışmalar, Ermenistan toprağında yapılmıyor. Rusya anlaşma çerçevesinde sorumluluklarını her zaman yerine getirir. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’la sürekli temas halindeyim. Rusya’nın müttefik olarak sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda bir soru işareti yok."


"Bu anlaşma çerçevesinde Ermenistan’a karşı belirli sorumluluklarımız var. Bu çatışmalar, Ermenistan toprağında yapılmıyor. Rusya anlaşma çerçevesinde sorumluluklarını her zaman yerine getirir. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’la sürekli temas halindeyim. Rusya’nın müttefik olarak sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda bir soru işareti yok.



Çok endişeliyiz çünkü Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ, buralarda yaşayan tüm insanlar bize yabancı değiller. Rusya’da yaklaşık iki milyon Azerbaycanlı ve bundan daha fazla da Ermeni yaşıyor.


Çok sayıda Rus vatandaşı, bu ülkelerle dostane ve akrabalık ilişkileri sürdürüyor. Bu elbette büyük bir trajedi. İnsanlar ölüyor. İki taraftan da büyük kayıplar var. Mümkün olan en kısa zamanda ateşkes sağlanması için çağrıda bulunuyoruz."


İşgal altındaki Dağlık Karabağ'ın siyasi lideri Arayik Harutyunyan, uluslararası topluma imdat çığlığı gönderdi, Türkiye ve Azerbaycan'a yönelik mide bulandırıcı suçlamalar yöneltti.


Cephedeki mağlubiyetin ardından dünyadan 'uluslararası terörizm koalisyonu' kurulmasını isteyen Harutyunyan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ'ın uluslararası terörizmle savaşta en cephede olduğunu ileri sürdü. Bir başka iddia ise, geride kalan 10 günde 75 bin sivilin Dağlık Karabağ'dan kaçtığı yönünde.


Ermenistan tarafı, Azerbaycan'ın dün Dağlık Karabağ'daki PKK'lı teröristlerin telsiz kayıtlarını yayınlamasına henüz bir yanıt verebilmiş değil.


İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşme riski olduğu uyarısını yaptı.


Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.

 

Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.


Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.


İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.


Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.


Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.


Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.


Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.


Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.


İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.


Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.


Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.


Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var. Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor.


Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.


Azerbaycan’ın olası anlaşmadan beklentisi, işgal altındaki toprakların geri verilmesi. Ermenistan’ın olası anlaşmadan beklentisi Karabağ Ermenilerine güvenlik garantisi verilmesi ve bağımsızlık oylaması yapılması. Anlaşmanın Azerbaycan için kaygı verici tarafı, 'bağımsızlık' seçeneğinin referanduma götürülmesi. Anlaşmanın Ermenistan için kaygı verici tarafı, Ermenistan ile Dağlık Karabağ topraklarını birbirine bağlayan Laçin Koridoru'nun korunamaması ve uluslararası güvenlik garantilerinin bölgede kendi etkisini azaltması.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.