Ülkeye takoz olmak için hemen her yola başvuruyorlar

Türkiye’nin kalkınmasında kritik rol oynayacak olan, İstanbul Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü, tüneller, oto yollar, barajlar ve nükleer enerji santrallerinin yapımına karşı çıkan zillet ittifakı, yıkıcı tavrını diplomatik gerilimler ve doğal afetlerde de gösterdi. Ermenistan ile yaşadıkları sorunda Azerbaycan’a destek veren ülkemizi “Karabağ’da ne işimiz var” diye eleştiren muhalefet, terör örgütleri DEAŞ ve PKK’ya yönelik Suriye’ye gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi operasyonlara ve FETÖ ile mücadeleye de karşı çıktı. Doğu Akdeniz’de haklarımızı korumak için Haçlı konsorsiyumuna karşı mücadele veren Erdoğan iktidarı bizzat zilletin paydaşları tarafından ‘gerilimin mimarı’ olarak gösterildi.

 

“Çarşı her şeye karşı”
Elazığ, Malatya ve İzmir depremlerinde vatandaşların yarası hızla sarılmaya çalışılırken, şer koalisyonu “Deprem paraları nereye gitti” yalanını ortaya atarak kirli bir algı yürüttü. Karadeniz’de sel felaketlerinde devlet afetzedelere yardım elini uzatırken, muhalefet destek olmak yerine yine köstek olmayı seçti. Kovid-19’a karşı dünyaya örnek bir mücadele veren Türkiye’yi, ‘boşuna hastane yapıyor, öldük, bitiyoruz’ diyerek aciz göstermeye çalışanlar, ‘aşılama yapılmıyor’ yalanını ortaya atmaktan çekinmedi. Marmara’daki müsilaj yayılımına karşı Çevre Bakanlığı hızla harekete geçerken, İBB’yi elinde bulunduran muhalefet içi boş söylemler geliştirmekten öteye gidemedi. Son olarak 223 orman yangınından 216’sını kontrol altına alan devleti aciz durumda göstermek için “HelpTurkey” başlığı açan muhalefet, yalanlar üzerinden siyasi pirim devşirme yolunu seçti.  Skandallar silsilesi hakkında Akit’e konuşanlar, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Siyaset Bilimci Ferhat Çakır, “Muhalefetin Türkiye’ye dair bir öngörüsü yok. Şu ana kadar en ufak bir proje geliştiremediler. Erdoğan düşmanlığında birleşmiş durumdalar. Her mücadeleyi, her başarıyı zafiyetmiş gibi göstererek siyasi rant elde etmenin derdindeler. Türkiye’nin en büyük şansızlığı muhalefetinin olmamasıdır” ifadelerini kullandı. 

 

Her hayırlı işin muhalefet eliyle ısrarla sabote edildiğini kaydeden Çakır, şöyle devam etti: “Prestij nitelikte projeler, diplomatik temaslar, sahada verdiğimiz mücadele, doğal afetler karşısındaki refleksimiz, pandemiye karşı savaşımızda muhalefetin en ufak bir desteği söz konusu bile olmadı. Aksine sürekli olarak ucuz algı operasyonlarıyla karalanmaya çalışıldı. Bunun adı muhalefet olamaz. Dünyada da örneği yoktur” dedi.

 

Yapıcı eleştiri yok
Araştırmacı Yazar Ercan Çifci de, “Türkiye’de muhalefet, kendi insanına, kendi toprağına, kendi ormanına karşı korkunç bir yabancılaşma yaşıyor. Yapıcı eleştiri kültüründen yoksunlar ve had, sınır tanımadan sürekli yıkıcı bir dil kullanıyorlar. Yalan üretip halkı kin ve nefrete sevk etmeye çalışıyorlar. Bütün bunlar projelerinin olmamasından kaynaklanıyor” dedi. Muhalefetin Batı’daki mevkidaşlarını örnek alması gerektiğini belirten Çifci, şöyle devam etti: “Böyle muhalefet ne Yunan’da ne Amerika’da ne de Avustralya’da var. Nitekim benzer şekilde oralarda da yangın var ama orada iktidarı muhalefeti birlik olup yangını söndürme derdinde. Bizde ise yangına körükle gidiyorlar.”